Akşam
olmasına rağmen hava hala sıcak sayılırdı. Aydede, her akşam olduğu
gibi gökyüzünde geziyordu. Ve yeryüzündeki çocukları kontrol ediyordu.
Bu akşa m
keyfi yerindeydi. Çünkü çocuklar da keyifliydi. Kimisi hala dışarıda
oynuyordu. Kimisi yorgunluktan çoktan uyumuş, kimisi de yemeklerini
yiyiyordu.
Aydede ıslık çalarak gökyüzünde süzülmeye devam etti. Tam o sırada
denizin kenarındaki bir kulübeden, yükselen dumanı ve parlayan ateşi
gördü. Ardından üç dört çocuk, kulübeden dışarı fırlayıp, bağırmaya
başladılar. Kulübenin arkası ormandı ve tepeye doğru evler vardı.
Aydede hızla aşağıya doğru süzüldü ve çocukların yanında durdu."Ne
oldu çocuklar" dediğinde, bütün çocuklar ancak fark ettiler Aydedeyi.
Hepsi bir ağızdan, "Aydede, Aydede içeride Volkan kaldı" diye
bağırdılar ve ağlamaya başladılar.
Aydede oldukça küçük olan kulübeye doğru yaklaştı. Çatısından ve
kapısından dumanlar çıkıyordu. Aydede, bir bezi denizde ıslatarak
yüzüne sardı ve kapıdan içeri girdi. İçeride göz gözü görmüyordu.
Sadece oraya buraya koşuşturan bir gölge gördü. Bütün duvarlar ve
tavan dumandan kapkara is olmuştu.
Aydede, gölgeye yaklaşıp, yakaladı, "Hey ne yapıyorsun bakalım" dedi.
Çocuk arkasını dönüp Aydedeyi görünce, "Aydede nefes alamıyorum, şu
ateşi söndürmem lazım" dedi ve bayıldı.
Aydede çocuğu dışarı çıkardığında, bütün çocuklar, "Volkan'a ne oldu"
diye bağırıştılar. Aydede cevap vermeden içeri girdi ve dumanı çıkaran
ateşin yanına, elinde su dolu bir kovayla yaklaştı. Kovadaki suyu
ateşin üstüne boşalttı. Daha çok duman çıktı. Sonra bir kova daha ve
bir kova daha boşalttı. Ateş sönmüş, Aydede dışarı çıkmıştı.
"Ateş söndü çocuklar, korkmanıza gerek yok" dedi. Volkan'da kendine
gelmiş, tüm çocuklarla birlikte, ayakta Aydedeye bakıyordu. Çocuklar
birden gülmeye başladılar. Aydede şaşırmıştı, "Sizi yaramazlar sizi"
dedi, "hem kulübeyi yaktınız, hem de eğleniyor musunuz?"
Çocuklar gülmeye devam ederken, Volkan, "Aydede sana gülüyoruz. Çünkü
simsiyah olmuşsun" dedi.
Aydede cebinden bir ayna çıkarıp yüzüne baktı ve kendisi de gülmeye
başladı. Gerçekten de dumanın çıkardığı isten simsiyah olmuştu.
"Asıl sen kendine bak" dedi Volkan'a, "sen benden de kara
görünüyorsun"
Sonra Volkan'ı da alıp denize girdiler ve tüm kirlerini yıkadılar. Hiç
üşümediler çünkü hem su, hem de hava hala sıcaktı. Sonra sahilde
kumların üzerine oturdular.
"Eeee anlatın bakalım, bu iş nasıl oldu böyle" dedi Aydede.
Burcu , "Aydede Volkan abim hep böyledir. Kibritle, çakmakla oynamayı,
mum yakmayı sever" dedi.
Sonra Alaz aldı sözü, "Evet hep ateşle oynuyor, o mum yakmıştı ve biz
de sohbet edip, oyun oynuyorduk" dedi.
Deniz atıldı, "Biz sohbet ederken mum devrilmiş ve yatağı yakmış.
Ateşi fark ettiğimizde içerisi birdenbire duman olmuştu"
Sonra Eren devam etti, "Ateş büyüyünce biz de hemen kaçtık" dedi.
Volkan utanmış gibi başını öne eğmiş sadece dinliyordu.
Aydede, "Eeee Volkan, sen ne diyorsun bu anlatılanlara" diye sordu.
Volkan sessizce, "Ben mumların yanmasını seviyorum. Oyun kulübemiz o
zaman daha güzel görünüyor"dedi ve devam etti, "ama çok dikkat ettiğim
için, bir şey olmaz diye düşündüm"dedi.
Aydede, "Ama Volkan olur mu hiç" dedi, "Çocukların kibritle, çakmakla,
mumla oynamaları doğru değildir, sen bunu bilmiyor musun" dedi ve
devam etti, "Ancak büyüklerin yanındayken ve onlardan izin alarak mum
yakabilirsiniz. O da hemen işiniz bitince söndürmek üzere. Şimdi bize
bir daha ateşle oynamayacağına dair söz vereceksin" dedi.
Volkan herkese söz verdi, "Bir daha ateşle oynamayacağıma söz
veriyorum. Bu oyun kulübesini çok zor yapmıştık. Şimdi ne yapacağız"
dedi.
Aydede, "Haydi bakalım çocuklar iş zamanı" dedi ve hepsi birden
kulübeyi temizlemeye başladılar.
Sabaha doğru külübe eskisi gibi tertemiz olmuştu.
Volkan bir daha hiç ateşle oynamadı ve tüm çocuklar, o kulübede çok
güzel oyunlar oynamaya devam ettiler.
Murat Kara |